· Ömer Oral · Sosyal Güvenlik Hukuku  · 4 min read

İşe Giriş ve İşten Ayrılış Bildirgesinin Zamanında Verilmemesi Dolayısıyla SGK Tarafından Uygulanan İdari Para Cezaları ve İtiraz Süreçleri

1. Giriş

Sosyal güvenlik sisteminde işverenlere yüklenen en önemli yükümlülüklerden biri, işçilerin işe giriş ve işten ayrılışlarının belirlenen süreler içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmesidir.

Bu yükümlülüğün ihlali halinde SGK tarafından idari para cezaları uygulanmaktadır. Bu makalede, söz konusu idari para cezalarına itiraz, komisyon kararı sonrası idari yargıda iptal süreci ile birlikte teşvik iptali ve prim alacağı tahsiline karşı açılabilecek menfi tespit ve istirdat davaları incelenecektir.

2. İşverenin Bildirim Yükümlülüğü ve İdari Para Cezaları

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre:

  • İşverenler, işçilerin işe giriş bildirgesini işe başlamadan en geç bir gün önce,
  • İşten ayrılış bildirgesini ise en geç on gün içinde

SGK’ya vermek zorundadır.

Bu sürelerin geçirilmesi halinde SGK tarafından idari para cezası uygulanır. Cezanın miktarı, ihlalin niteliğine ve işyerinin büyüklüğüne göre değişiklik göstermektedir.

3. İdari Para Cezasına İtiraz ve Komisyon Kararı

İşverene kesilen idari para cezasına karşı öncelikle SGK nezdinde İdari Para Cezası İtiraz Komisyonu’na başvurulmalıdır.

Komisyon, yapılan itirazı inceleyerek kabul veya reddeder. Komisyon kararı işverene tebliğ edilir ve red halinde idari para cezası kesinleşir.

Bu durumda işveren, 30 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açabilir.

4. Komisyon Kararı Sonrası İdari İşlemin İptali

Komisyon kararı sonrası idari para cezasına karşı açılacak iptal davası idare mahkemelerinde görülür.

Mahkeme, işlemin hukuka aykırı olduğu kanaatine varırsa idari işlemi iptal eder. Bu iptal kararı, sadece para cezasını değil, cezaya bağlı olarak doğan teşvik iptallerini de ortadan kaldırabilir.

5. İdari Para Cezasına Bağlı Teşvik İptali ve Prim Alacağı

SGK, işverene idari para cezası uygulamakla kalmayıp, aynı zamanda söz konusu ihlal nedeniyle yararlanılan sigorta prim teşviklerini de iptal edebilmektedir.

Bu durumda işverenden teşvik kapsamında tahakkuk eden primler istenir. Prim alacaklarının tahsili amacıyla SGK icra takibi yoluna başvurabilmektedir.

6. Menfi Tespit ve İstirdat Davaları

İşverenler, SGK tarafından haksız yere tahsil edilmek istenen prim borçlarına karşı iş mahkemelerinde menfi tespit davası açabilirler.

  • Menfi tespit davası: Borcun bulunmadığının tespiti amacıyla açılır.
  • İstirdat davası: İşveren, haksız olarak tahsil edilen primleri ödemek zorunda kalmışsa, bu durumda açılarak ödenen tutarın iadesi talep edilir.

7. İstinaf ve Temyiz Yolları (2025)

SGK idari para cezaları ve buna bağlı davalarda parasal sınırlar önem arz etmektedir.

  • İstinaf: 2025 yılı itibarıyla hukuk mahkemelerinde istinaf kesinlik sınırı 40.660 TL’dir.
  • Temyiz: 2025 yılı için temyiz parasal sınırı 544.472 TL’dir. Dava değeri bu sınırların altında kalırsa ilgili kanun yollarına başvurulamaz.

8. Örnek Durum Analizleri

  • Örnek A: SGK tarafından 20.000 TL idari para cezası uygulanmışsa; dava değeri 40.660 TL’nin altında olduğundan istinafa gidilemez.
  • Örnek B: SGK tarafından 100.000 TL teşvik iptali ve prim borcu çıkarılmışsa; istinafa gidilebilir, ancak temyiz mümkün değildir.
  • Örnek C: 1.000.000 TL teşvik iptali yapılmışsa; hem istinaf hem de temyiz yolu açıktır.

9. Sonuç ve Değerlendirme

İşe giriş ve işten ayrılış bildirgesinin zamanında verilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezaları, sadece işverenin mali yükünü artırmakla kalmaz, aynı zamanda teşvik iptali ve prim borcu doğurarak daha büyük sorunlara yol açabilir.

İşverenler, bu işlemlere karşı öncelikle SGK komisyonuna itiraz etmeli, ardından gerekirse idari yargı ve iş mahkemelerinde menfi tespit ve istirdat davaları yoluna gitmelidir.

Dava değeri ve kanun yolları bakımından güncel parasal sınırlar dikkate alınarak stratejik hareket edilmesi hak kaybını önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Kaynakça

  • 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
  • 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)
  • 2025 yılı parasal sınırlarına ilişkin Resmi Gazete düzenlemeleri
  • Yargıtay kararları ve doktrin görüşleri

Hukuki Bilgilendirme

TAMA & ORAL Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu

Bu internet sitesinde yayımlanan makale ve içerikler, yalnızca genel bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. Burada yer alan açıklamalar, ilgili mevzuat ve yargı kararları doğrultusunda bilgilendirme niteliği taşımakta olup, somut uyuşmazlıklar bakımından hukuki görüş veya danışmanlık olarak değerlendirilemez.

TAMA & ORAL Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu, internet sitesinde yer alan bilgi ve açıklamaların güncelliğini, doğruluğunu ve eksiksizliğini garanti etmez; bu bilgilerin kullanılması sonucu doğabilecek doğrudan veya dolaylı zararlar nedeniyle hiçbir sorumluluk kabul etmez.

Her hukuki uyuşmazlık, kendine özgü koşullar barındırdığından, bu sitede yer alan bilgiler yalnızca genel bir çerçeve sunmakta olup, somut olaylarda mutlaka bir avukata danışılması gerekmektedir.

Bu site ve içeriği, TAMA & ORAL Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu tarafından profesyonel hukuki danışmanlık hizmeti sunulması anlamına gelmez; yalnızca ziyaretçilere bilgi amaçlı içerikler sağlamaktadır.

Geri Dön